Türkiye’de kurulması planlanan doğal gaz merkezi, Rusya tarafından Avrupa’ya doğal gaz sevkiyatında önemli bir alternatif güzergah oluşturacak bir proje olarak görülüyor. Türkiye zaten Mavi Akım, TürkAkım, TANAP gibi boru hatlarıyla doğal gazda kritik bir altyapıya sahipken, İsrail, İran ve Irak gibi diğer bölgesel aktörlerin Avrupa’ya doğal gaz sevk etmeleri için stratejik bir konumda bulunuyor.
Rusya’nın, Kuzey Akım 1 ve 2 ile Yamal-Avrupa boru hatlarının atıl duruma geçmesi de Türkiye’nin Avrupa’ya doğal gaz sevkiyatını artırabilme potansiyelini güçlendiren bir faktör olarak ön plana çıkıyor.
Bu nedenlerle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in 4 Eylül’de Soçi’de yaptıkları görüşmeyle Türkiye’de kurulacak doğal gaz merkezi projesine hız verildi.
Putin, burada yaptığı açıklamada, Gazprom’un BOTAŞ’a projeye yönelik yol haritasını sunduğunu duyururken, Cumhurbaşkanı Erdoğan da İstanbul Finans Merkezi’nin aynı zamanda Türkiye’nin enerji merkezi haline geleceğini söyledi.
Rus uzmanlar, Rusya ve Türkiye’nin projeyi gerçekleştirebilecek kaynaklara sahip olduğuna işaret ederken, Avrupa’nın yaklaşımının da belirleyici bir faktör olacağını belirtiyor.
Rusya’daki bilgi ve analiz merkezi InfoTEK’ten Enerji Uzmanı Aleksandr Frolov da doğal gaz merkezinin özellikle bir ticaret merkezi olarak kurulmasının son derece mümkün olduğunu vurguladı.
Doğal gaz merkezine tedarik edilecek gazın başlangıçta 5 ila 10 milyar metreküp düzeyinde olabileceğini belirten Frolov, “Bu hacim için hem Rusya’nın hem de Türkiye’nin gerekli gaz taşıma kapasiteleri mevcut ve bu hacmin Avrupa Birliği (AB) ve Sırbistan üzerinden pompalanması da mümkün. Alıcılar, bu türdeki diğer ticaret platformlarında olduğu gibi Avrupalı şirketler olabilir.” dedi.
Frolov, talebin bulunması halinde Rusya’nın TürkAkım’ın kapasitesini artırabileceğini belirterek, “Rusya, TürkAkım’ın kapasitesini yılda 63 milyar metreküpe kadar iki katına çıkarabilir. Rusya bunun için gerekli altyapı ve kaynaklara sahip.” ifadesini kullandı.
Frolov, küresel sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) pazarında 2025 ila 2027 yıllarında “arz fazlası krizi” yaşanabileceğine ve bunun da Türkiye’deki doğal gaz merkezine yönelik talebi etkileyebileceğine dikkati çekerek, “Ancak aksi takdirde, bu çekici ve makul bir projeden daha fazlasıdır.” dedi.
Rusya Ulusal Enerji Güvenliği Fonu Başkan Yardımcısı Aleksey Grivaç da doğal gaz merkezinin olası müşterilerinin tedarikçiler, tüketiciler ve tacirler olacağını söyledi.
Grivaç, Türkiye’nin doğal gaz merkezi için pazar katılımcılarına yönelik çalışmalar yürütmesi gerektiğini belirterek, altyapıya erişim ve merkezin kurulmasına yönelik yatırım çekilmesinin de önemli unsurlar olduğunu dile getirdi.